Alanya, Türkiye' de, bir Akdeniz sahil kentidir. En yakın büyük kent 135 kilometre uzaklıktaki Antalya'dır. Alanya milattan önce dördüncü yüzyıldan beri yaşanılan bir şehirdir. Bu yüzden kentin en belirgin özelliği, merkezinde yer alan, Akdeniz'e doğru, kayalık bir burun şeklinde uzanan yarımada üzerinde kurulmuş, etrafı surlarla çevrili olan kalesidir. Şehrin kuzeyini kuşatan Toros dağlarının Akdeniz'e yaklaşmaları sonucunda ortaya çıkan dağ ve deniz manzarası olağanüstü bir görüntü ortaya koyar. Alanya'nın modern yerleşimi bu dağ sırası ile 100 kilometreden daha uzun kıyı arasındaki alanda gelişmiştir. Bu kıyı boyunca hem doğal ve hem de uluslararası kurallara göre düzenlenmiş bir çok plaj bulunur. Bu yüzden Alanya zengin kültür mirasının yanı sıra olağanüstü doğal güzelliklere de sahip bir kenttir.

 Akdeniz ikliminin egemen olduğu kent merkezinde yazlar sıcak ve yağışsız, kışlar ılık ve yağışlı geçer. Ortalama hava sıcaklığı kış aylarında 14, yaz aylarında 27; ortalama deniz suyu sıcaklığı kış aylarında 18, yaz aylarında 25 santigrat derecedir. Burada kar yağması olağanüstü bir doğa olayı sayılmaktadır. Ancak çok yakınında yer alan ve yüksekliği 2 bin metreyi bulan Toros Dağları kış aylarında kardan nasibini alır ve bu durum Alanyalılar için kar faaliyetlerinin yapıldığı bir alana dönüşür. Dağlardaki yağış ve zirvelerdeki karın erimesi ise derin vadiler arasından Akdeniz’e ulaşan çok sayıdaki akarsuyu doldurur. Bu akarsu kenarlarında yer alan birbirinden güzel piknik alanları ve rafting parkurları yazın sıcak havalarda serinlemek için çok uygundur. Ayrıca yüksek platolardaki zengin flora ve fauna yapısına sahip yaylalar, safari, ve trekking için ideal alanlardır. Alanya’da sanayi alanları yoktur; kentin ekonomisi turizm ve tarıma dayanır. Türkiye’nin muz ve narenciye üretiminde Alanya’nın önemli bir yeri vardır. 

Türkiye Cumhuriyeti, 1923 yılında Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kurulan laik ve demokratik bir hukuk devletidir. Avrupa Konseyi’ne üye, Avrupa Birliği’ne tam üye adayı olan Türkiye’nin başkenti Ankara, para birimi Türk Lirası’dır. Türkiye’de trafik sağdan işler; şehirlerarası karayollarında azami hız 90 kilometredir. Trafik polisleri, radarla hız kontrolü yapar. Türkiye’de resmi mesai saatleri 08.00-17.00 arası; resmi hafta tatili cumartesi ve pazar günleridir. Alanya, Antalya iline bağlı yaklaşık 300 bin nüfuslu bir ilçedir. Fiyatlar, serbest piyasa koşullarına göre belirlenir ancak dükkânlarda etiket bulundurulması zorunludur. Alanya’da güvenlik merkezde polis, beldelerde jandarma tarafından sağlanır. Güvenlik kuvvetlerinin görev ve yetkileri Avrupa Birliği standartlarına göre düzenlenmiştir. Denizden gümrük kapısı vardır ve yabancı bayraklı tekneler Alanya’dan Türkiye’ye giriş yapabilir. Banka şubelerinde uluslararası para işlemleri yapılır, otomatik banka makinelerinde kredi kartları kullanılır. Başta dolar ve euro olmak üzere dövizle alışveriş söz konusudur. Ayrıca döviz bürolarında da para bozdurulabilir. Birçok cep telefonu operatörü uluslararası iletişim hizmeti verir ve cep telefonlarına kontörlü kart takılabilir. Alanya’da otomobil, cip ve motosiklet kiralayan çok sayıda acente vardır. Kentte tam donanımlı bir devlet, bir üniversite ve iki özel hastane aralıksız sağlık hizmeti verir ayrıca birçok diyaliz merkezleri ile her beldede sağlık merkezi bulunur. Hastanelerde ulusal sağlık sigortalarının yanı sıra Avrupa ülkelerindeki sigortalar da geçerlidir. Alanya’daki sigorta acenteleri de her türlü sigorta işlemini yürütür.

Günümüzde Batı ile Doğu kültürü arasında bir köprü görevi üstlenen Anadolu, dünya uygarlığının başlangıç noktalarından biridir ve Türkler bu kültürün içinde yoğrulmuştur. Nüfusunun büyük çoğunluğu İslam inancında olan Türklerin en önemli özelliği misafirperverlikleridir. İlk karşılaşmada çay, kahve, ayran ya da içki ikramı yapılması bir gelenektir. İkramın geri çevrilmemesi gerekir. Türkler, bir restorana gittiklerinde yerel müzik eşliğinde halk oyunları oynayarak eğlenmeyi sever. Restoranda yemek daveti yapan kişi tüm hesabı öder. Restoranda, hesabın yaklaşık yüzde 10’u bahşiş olarak verilir. Takside, taksimetrenin yazdığı ücret geçerlidir ve şoföre bahşiş verilmez. Türkler, dilini bilmeseler bile bir yabancıya yardımcı olmak için çabalar. Lokanta, eğlence merkezi, çarşı, pazar ve alışveriş merkezlerinde pazarlık söz konusu değildir; 23 Nisan, 1 Mayıs, 19 Mayıs, 29 Ekim, 30 Ağustos ulusal bayramlardır; 1 Ocak resmi tatildir. Dini ve Milli bayramlarda müzeler hariç resmi kurumlar kapalıdır. Müzeler ise sadece dini bayramların birinci günü öğleye kadar kapalıdır. Müzelerin açılış ve kapanış saatleri yaz ve kış aylarında farklı saat uygulaması bulunduğundan bununla ilgili bilgi almanız tavsiye edilir.

Alanya’da ilk insan yerleşimi 20 bin yıl önce üst paleolitik dönemde mağaralarda başlar. Herodot, Truva Savaşı’ndan sonra Anadolu’ya dağılanların Pamfilya ile Kilikya sınırını oluşturan bu bölgeye yerleştiğini anlatır.  Kent, antik çağda bir dünya imparatorluğu olan Roma’nın bile söz geçiremediği korsanlara ev sahipliği yapar. Ortaçağda Bizans İmparatorluğu’nu yaşar. Anadolu Selçuklu Devleti’ne başkent olur; sultan kenti öylesine beğenir ki yeni baştan inşa ettirirken kendi adını verir. Tarihte Alanya, binlerce yıldan süzülüp gelen geçmişi ile Coracesium, Kalonoros ve Alaiye adlarını almıştır.

Alanya’nın en eski yerleşim izleri Alanya'ya 20 kilometre uzaklıktaki bir mağarada bulunmuştur. Bu izler günümüzden yaklaşık 18 bin yıl öncesine ait izlerdir. Bölge tarihi Anadolu tarihi ile paralellik göstermektedir. Yapılan araştırmalar sonucunda; bölgenin antik dönemde Dağlık Kilikya bölgesi sınırları çerisinde kaldığı, Helenistik, Roma, Doğu Roma, Selçuklu ve Beylikler ve Osmanlı dönemlerinde yerleşim gördüğü bilinmektedir. Akdeniz'de milattan önceki yıllarda ortaya çıkan korsanlık faaliyetleri nedeniyle korsanların bir süre bu bölgeyi üs olarak kullanmışlardır. Ancak bu faaliyetler milattan sonra 67 yılında Alanya önlerinde gerçekleşen bir deniz muharebesinde bertaraf edilmiştir. Ortaçağda Doğu Roma İmparatorluğunun sınırları içerisinde yer alan o zamanki ismi güzel dağ anlamına gelen Kalonoros , 13. yüzyılda Anadolu Selçuklu hükümdarı Alaeddin Keykubat tarafından fethedilmiş ve yeniden imar edilen bir kent olmuştur. Kent Helenistik ve Roma döneminde Korakesium, Doğu Roma döneminde Kalanoros,   Anadolu Selçuklu Devleti’nin kışlık başkenti olarak tarih sayfalarında yerini aldığı dönemde ise hükümdarın ismine atfen Alaiyye ismi ile bilinmektedir.

Alanya Kalesi UNESCO Dünya Miras Alanları Geçici Listesinde yer almaktadır. Alanya Kalesi aynı zamanda ulusal ölçekte korunması gerekli kültür varlığı alanı olarak ilan edilmiştir.
Denizden 250 metreye kadar yükselen yarımada üzerindeki bir ortaçağ dönemi kalesidir.
Ancak sur içinde yer alan dokular bir çok kültürün üst üste ve iç içe geçmişliğinin izlerini de taşır. Alanya Kalesi Helenistik dönemden itibaren kesintisiz olarak içerisinde yaşanılmış bir kale yerleşmesidir.
Bugünkü görüntüsü 13. yüzyılda Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat tarafından yaptırılan imar faaliyetleri sonucunda ortaya çıkmış olan görüntüsüdür. Kızılkule ve Tersane gibi ünik anıtsal yapılar bu dönemde yapılmıştır. Yarımadayı çevreleyerek uzanan surlar yaklaşık 6 km dir.  Surlar üzerinde yer alan çok sayıdaki burç ve kulenin yanı sıra altı kapısı bulunmaktadır. İki iç kalesi vardır. İç kale ve Ehmedek; bunlar günümüzde müze olarak ziyaret edilen alanlardır. İçkale içerisinde bulunan sarnıçlar, sultan sarayı, koğuşlar ve bir şapel görülmesi gereken yapılardandır. Ayrıca kalenin en yüksek noktasında yer alan içkaleden sonsuz Akdeniz manzarası ve gün batımı olmazsa olmazdır. Ehmedek'te ise büyük sarnıçlar ile Helenistik dönem kapısı bulunmaktadır.  Süleymaniye Camii, Kültür ve İpek Evi, Mecveddin Sarnıcı, Gemili mescit ve Pazar Kapısı gezilmesi gereken diğer düzenlenmiş mutlaka görülmesi gereken alanlardır. Kale içerisinde yer alan Osmanlı mimari geleneği ile şekillenmiş ev ve sokaklar arasında yürümek, Alanya Kalesinin keşfedilmesi için iyi bir fırsattır.

Surlar içerisinde düzenlenerek müze haline getirilmiş bir diğer alan ise liman bölgesidir. Kızılkule ile Tersane arasında kalan alan gemi ve denizcilik teması çerçevesinde ele alınarak düzenlenmiştir. Beş katlı Kızılkule'den çevre panoraması mutlaka görülmeli, bir savunma yapısı olan Kızılkule'nin merdivenleri ve katları keşfedilmelidir. Mahalle içerisinden portakal ve diğer ağaçların arasından yürüyerek bir Selçuklu sarnıcının içinde dolaşmak ve Akdeniz kıyılarında en iyi korunmuş 13 yüzyıl Tersanesine ulaşmak Alanya anılarınız arasında en çok aklınızda kalan olacaktır.

Kızılkule
1226 yılında Sultan Keykubat tarafından limanın korunması amacıyla yaptırılmıştır. Sekizgen planlı kulenin yüksekliği 33metre, çapı 29 metredir; 85 basamaklı taş merdivenle çıkılır Kulenin ortasındaki sarnıç su ihtiyacını karşılamak üzere yapılmıştır. Kızılkule'nin birinci katında uzanan sur içi yürüme yolu ise Ehmedek bölümüne uzanan bir yoldur. Kızılkule anıt yapı olarak gezilebilmekte farklı zamanlarda ise geçici sergilere ev sahipliği yapmaktadır.

Tersane
1228 yılında Sultan Keykubat tarafından yaptırılmıştır. Kemerli beş gözden oluşan tersanenin denize bakan cephesi 56,5 metre, derinliği 44 metredir. Daha önce Karadeniz kıyısında bir tersane yaptıran Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat, Alanya Tersanesi ile “iki denizin sultanı” unvanını almıştır ve o dönemde Venedig ile ticaret anlaşmaları yapılmıştır. Tersane 1960 lı yıllara kadar Tersane olarak kullanılmıştır.

Tophane
Tersane’nin yanında denizden 10 metre yüksekliğinde bir kayanın üzerinde 1227 yılında yapılmıştır. Kesme taşlardan üç katlı bir yapıdır ve ortaçağda tersanenin güvenliğini sağlayan bir yapı olarak inşa edilmiştir. Aslan başı şeklinde çörtenleri vardır.

Herbaryum
Kızılkule’nin yanında onarılan bir Alanya Evi Alanya Kalesinin flora ve faunasın sergilendiği Herbaryum olarak düzenlenmiştir. Sergilen bitki örnekleri arasında sadece Alanya Kalesinde bulunan endemik bitki türleri de bulunmaktadır.

Evler
Alanya Kalesi surları içerisinde halen yaşanılan iki mahalle bulunmaktadır. Bu mahallelerde yer alan evler 19 yüzyılın sonu 20 y.y.ların başlarında inşa edilmiş geleneksel evlerdir. Ahşap ve taş kullanılarak yapılmış evler iki katlıdır. Yapıldıkları dönemde evlere ulaşan su sistemi bulunmadığından tüm evlerin içerisinde ve bahçesinde sarnıç bulunmaktadır. Sarnıçlar çatıdan suyun yönlendirilmesi ile doldurulmakta idi.
Yukarıda sayılanların dışında 10 hektarlık bir alanı kapsayan Alanya Kalesi'nde daha birçok görülmesi gerekli anıt yapı ve değer bulunmaktadır. Bu yüzden tırmanış biraz zor olsa da yaya yollarını takip etmeniz ve Kale'yi yürüyerek gezmeniz tavsiye edilir. Kale keşfiniz sırasında mola vermek için dinlenme - yeme ve içme imkânı sunan işletmelerden faydalanabilirsiniz. Çıkış için Halk otobüsü veya taksi kullanabilir, yürüyerek inebilirsiniz. Bu keşif için yürüyüşe için uygun ayakkabı giymeniz ve yanınızda bir şapka bulundurmanız tavsiye edilir.

Alanya ve çevresinde görülmesi gereken birçok değer bulunmaktadır. Bunlar kervansaraylar, kaleler ve antik kentlerdir. Kervansaraylara kısaca Han da denilmektedir. Bu yapılar  Selçuklu devrinde ticari yol ağı üzerinde insanları akşamları güvenli bir şekilde konaklama ve ihtiyaçların karşılanmaları için yapılmıştır. Büyük ticaret yolları üzerinde kurulmuş olan Selçuklu kervansaraylarının aralarındaki uzaklıklar, deve yürüyüşü ile günde dokuz saat, yani 40 kilometre esas tutularak saptanmış idi.  Bunlardan bazıları aşağıda anlatılmıştır.
Aşağıda anlatılan alanları gezmek isteyenlerin,  taşlık arazide ve yaban otlarının arasında bazen uzun yürüyüşler yapacaklarını dikkate alarak giyinmelerinde, dikkat etmelerinde ve yaz günlerinde yanlarında su bulundurmalarında yarar vardır.

Şarapsa Hanı
Alanya’nın 13 kilometre batısındaki Konaklı beldesinde 1236-1246 yılları arasında Selçuklu Sultanı Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından tarihi ipek yolu üzerinde kervansaray olarak yaptırılmıştır. Günümüzde eğlence merkezi olarak kullanılmaktadır.

Alara Han
Alara Kalesi yanındaki düzlükte 1231 yılında tümüyle kesme iri taşlarla 2 bin metrekare üzerine kervansaray olarak inşa edilmiştir. Duvarlarda taş ustaların imzaları durmaktadır. 

Alara Kalesi
Alanya’nın 37 kilometre batısında,  Alara Çayı kenarında Çakallar Mahallesindedir. 500 metre yükseklikteki küçük bir tepe üzerinde yer almaktadır. Zirveye ulaşmak için tünel şeklindeki basamaklardan tırmanmak gerekmektedir. Olağan üstü bir manzarası olan zirvede bir hamam ve surlar bulunmaktadır. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından 1232 yılında fethedilmiştir.  Ören yeri olarak henüz düzenlenmemiştir.

Colybrassus Antik Kenti
Alanya’nın 30 kilometre kadar kuzeybatısında Bayır Mahallesindedir. Kalıntılar daha çok Roma dönemi özellikleri taşımaktadır. Çok sayıdaki yazıt kentte yapılan yarışlar ve yapılar ile ilgili bilgi verir. Kayaya oyulmuş merdivenli bir mezar ve çok sayıdaki lahit kalıntılar arasında yer alır. Ören yeri olarak henüz düzenlenmemiştir.

Hamaxia Antik Kenti
Alanya’nın 12 kilometre kuzeybatısındadır Elikesik Mahallesindedir. Antik çağda Pamfilya bölgesi içindeki kent için dönemin coğrafyacısı Strabon, gemi yapımında kullanılan sedir ağaçlarının bolluğundan söz eder. . Kenti çevreleyen sur duvarı ve çok sayıda yapıya ait kalıntılar görülebilir. Geniş bir nekropol alanı vardır. Ören yeri olarak henüz düzenlenmemiştir.

Syedra Antik Kenti
Alanya’nın 20 kilometre doğusundadır. Kent tarihinin İsa’dan önce 7. yüzyıla kadar uzandığı sanılmaktadır. Varlığını 13. yüzyıla kadar sürdüren kente, sütunlu cadde, hamam kompleksi, şapel ve bazilika bulunmaktadır. Otoparkı bulunmaktadır. Gezi yollarının takip edilmesi önerilir.

Leartes Antik Kenti
Alanya’nın 25 kilometre doğusunda Cebel res Dağının eteğinde kurulmuş bir antik kenttir. Antik çağda Dağlık Kilikya olarak bilinen bölgededir. Agorası Bouletionu ve geniş bir nekropolu vardır. Burada bulunmuş milattan önce 7. yüzyıla ait Fenike dilindeki yazıt, Alanya Müzesi’nde sergilenmektedir.

Iotape Antik Kenti
Alanya’nın 33 kilometre doğusundadır. Denize doğru uzanan yüksekçe burun, kentin akropolüdür. Akropolün karaya bağlandığı vadide Liman Caddesi vardır. Antik liman kalıntılarının bulunduğu küçük koy, denize girmek için ideal bir kumsala sahiptir.

Selinus Antik Kenti
Alanya’nın 45 kilometre doğusunda Gazipaşa İlçe merkezindedir.  Hacı Musa çayı kenarındaki düzlükte ve küçük bir yarımadanın yamacında kurulu antik çağ kentidir. Kentin tarihi milattan önce  6. yüzyıla kadar uzanır. Roma İmparatoru Trajanus, 9 Ağustos 117’de burada ölmüş ve külleri Roma’ya gönderilmiştir. Onun adına yapılmış sanal mezar (kenotaf) Selçuklu döneminde av köşkü olarak kullanılmıştır.

Antiocheia ve Cragum Antik Kenti
Alanya’nın 60 kilometre doğusundadır. Antik çağda Dağlık Kilikya olarak bilinen bölgede ve Akdeniz kıyısındadır üç tepe üzerine kurulmuş bir kenttir. Adını, İsa’dan sonra 1. yüzyılda yaşamış Kommagene Kralı IV. Antiochus’dan almaktadır. Büyük bir hamam, tapınak, kilise ve meclis binası antik kentin önemli yapılarıdır. Ayrıca burada delikli deniz olarak bilinen kayalıklar arasındaki plaj doğal bir havuzdur.

Alanya'da; Alanya Müzesi, Atatürk Evi ve Müzesi, Herbaryum, Pazar kapısı, Gemici Mescidi, İpek Evi, Kültür Evi, Kent Müzesi, Mecveddin Sarnıcı, İçkale, Ehmedek, Kızılkule ve Tersane müze olarak düzenlenmiş yerlerdir. Müzeler genellikle haftanın her günü açıktır ve yaz aylarında 8.00-19.00 saatleri kış aylarında ise 08.00-17.00 saatler arasında ziyaret edilebilir.  Daha detaylı bilgi için belirtilen telefonları arayabilirsiniz. 

Alanya Müzesi
Alanya Müzesi 1967 yılında açılmıştır.. En son 2013 yılında yenilenmiştir. Müzenin Anadolu Uygarlıkları, Gemi ve Denizcilik, Herakles, Alanya Kalesi, Sikke salonu gibi bölümleri ve çocuklar için düzenlenmiş bir çocuk etkinlik odası vardır. Ayrıca geniş bahçesinde yeşillikler ve tavus kuşları arasında uzun dinlenme imkanı bulunmaktadır.  Müzede bulunan eserler günümüzden 12 bin yıl öncesinden başlayarak 19 yüzyıla kadar olan bir zaman dilimini kapsamaktadır. Eserler hem kronolojik hem tematik olarak sergilenmektedir. Bunlar arasında fenike dilindeki bir yazıt,  Syedra antik kentin bulunmuş Roma imparatorunun mektubu,  bir gemi aksamı olan pegasus,  içeren yazıt, bir askerin tunçtan yapılmış diploması,  Müzenin parlayan yıldızı Herakles heykeli ve Alanya Kalesi kazılarında bulunmuş Selçuklu çinileri ile bölgenin Roma döneminde ölü gömme geleneklerini ortaya koyan ostotekler sergilenen çok sayıdaki eserler arasındadır.
Alanya Müze Müdürlüğü: Saray Mahallesi, Hilmibalcı Caddesi, No 2 Telefon: 0.242. 513 12 28
Alanya Müzesi’nde özel bir salonda tek başına sergilenen 52 santimetre boyundaki bronz Herakles heykeli bir II. yüzyıl eseridir. Bazı araştırmacılar heykelin antik çağda, Akdeniz’deki korsanlarca Alanya’ya bir ganimet olarak getirildiği savunmaktadır. Dünya heykel sanatı tarihinde, ayakta duran figürler arasında bronz Herakles heykelinin çok farklı ve özel bir yeri bulunuyor. Bronza yansıtılan kas ve iskelet yapısı emsalsiz sayılıyor; Heykelde, Herakles’in sağ elinde topuzu, sol elinde öldürdüğü aslanın postu bulunuyor. Boş olan göz çukurlarının zamanında değerli taşlarla bezeli olduğu sanılıyor. Herakles mitolojide güç ve kuvvetin simgesidir ve tamamlaması gereken 12 işi vardır. Herakles bu görevlerinin tamamını gücünün sayesinde başarır. Antik dönemlerde Alanya çevresindeki dağlarda sevilen bir kahramandır. Heykelin yüzündeki ifadeden, zafer sonrasının mutlu yorgunluğu görülmektedir.

Alanya Atatürk Evi ve Müzesi
Atatürk'ün 1935 yılındaki Alanya ziyaretinde bir süre kaldığı geleneksel bir Alanya Evidir. Burada Atatürk'ün kişisel eşyaları ve Alanyalılara yazdığı bir telgraf ile Alanya’ nın yakın geçmişine ait gelenek ve görenekler konusunda bilgi edinebilir ve o dönemlere ait eşyalar görebilirsiniz.

İçkale ve Ehmedek
Alanya Kalesinin bölümleridir. İki alanda birer İçkaledir. Yarım adanın en yüksek noktasında yer alan bu alanlarda birçok yapı ve muhteşem bir manzara sizi beklemektedir. Ücretsizdir

İpek Evi ve Kültür Evi
Her iki müzede Alanya Kalesinde, Süleymaniye Camii yakınındadır. Bu restore edilmiş eski Alanya evlerinde Alanya’daki ipek böcekçiliği ve dokumacılığı konusunda bilgi alabilir o döneme ilişkin eşyaları görebilirsiniz. Ücretsizdir

Gemili Mescit
Alanya Kalesi ne çıkan yol üzerindedir. Bu mescitin duvarlarında çok sayıda 14-17 yüzyıllara tarihlenen gemi çizimi bulunmaktadır. Ücretsizdir.

Pazar (Orta) Kapı
Bu kapı Alanya Kalesinin en büyük kapısıdır. 13 yüzyılda Alaeddin Keykubat döneminde yapılmıştır. Ücretsizdir.

Gemi ve Denizcilik Müzesi
Alanya Kalesinin liman bölgesinde Kızılkule ve Tersane arasında kalan bölgedir. Burada Selçuklu döneminin ender anıt yapıları Kızlkule ve Tersanenin yanı sıra Gemi ve Denizcilik temasını oluşturan birçok sergi alanı ve portakal ağaçları arasında sessiz yürüyüş yapma şansını yakalayabilirsiniz.

Alanya’nın Akdeniz’de 100 kilometreyi bulan kıyısı, doğal ve uluslararası kurallara göre düzenlenmiş plajlarıyla ünlüdür. Plajlar geniş kumsallardan oluşur ve birçoğu Mavi Bayraklıdır. Plajlar Alanya’nın batısında 36, doğusunda 24 kilometreyi bulur. Alanya’da deniz suyunun rengi kıyıda maviden turkuvaza dönüşür. Durgun havalarda dipteki balıkları, çıplak gözle görmek olasıdır. Alanya kent merkezinin tarihi yarımadaya göre batısında Kleopatra, doğusunda Keykubat ve Begonvil plajları vardır. Plajlara giriş ve duş ücretsiz; güneşlenme tahtaları ve plaj şemsiyeleri ücretlidir ancak bu hizmetleri almak zorunlu değildir. Plajlarda kıyıdan belli bir mesafeye tekneler ve su sporları yapılan deniz taşıtları giremez; yüzme alanları bariyerlerle belirlenmiştir. Plajların güvenliği, kıyıdan özel güvenlik görevlileri denizden ise deniz zabıtası tarafından denetlenir. Kent dışında ise batıda Alara, İncekum, Avsallar, Türkler, Payallar, Konaklı; doğuda Oba, Tosmur, Kestel, Mahmutlar, Kargıcak, Demirtaş plajları dünyaca ünlü plajlardır.

Kleopatra Plajı: Tarihi yarımadanın batı kıyısındadır. Kumsaldır. Uluslararası standartlara göre düzenlenmiş. Plajın arkasında yeşil alanlar vardır.
Keykubat Plajı: Tarihi yarımadanın doğu kıyısındadır. Kumsaldır. Uluslararası standartlara göre düzenlenmiştir. Plajın arkasında yüzme havuzları vardır.
Alara Plajı: Alara Çayı’nın ağzından Karaburun Koyu’nu kadar iki kilometre uzunluğundadır. Plaj kumsaldır ve turistik işletmeler tarafından uluslararası standartlara göre düzenlenmiştir. Koyda bir adacık vardır.
İncekum Plajı: Yaklaşık bir kilometre uzunluğundadır ve ince kum tanecikleriyle ünlüdür. Deniz yaklaşık beş metreden sonra yavaş yavaş derinleşmeye başlar. Plajda şemsiye ve şezlong hizmeti verilir.
Avsallar Plajı: İncekum Burnu ile Fuğla Koyu arasında üç kilometre uzunluğundadır. Plaj kumsaldır. Kıyı boyunca restoran ve kafeteryalar sıralanır. Koyun sonundaki kayalıklar, güzel bir dalış merkezidir.
Türkler ve Payallar Plajı: Fuğla Burnu’ndan sonra birkaç kilometre uzunluğundadır. Kıyı yer yer kumsal ve yer yer kayalıktır. Turistik tesislerin düzenlemesi dışında genellikle doğal bir plajdır.
Konaklı Plajı: Uzunluğu 10 kilometreyi bulur. Kumsaldır. Küçük kayalıklar, kıyıya farklı bir güzellik katar. Kıyı boyunca turistik tesislerin büfeleri vardır ve su sporları yapılır.
Begonvil ve Portakal Plajları: Oba Çayı ile Dim Çayı arasındadır. Kumsaldır. Plaj, uluslararası standartlarda düzenlenmiştir.
Kestel Plajı: Yaklaşık iki kilometre uzunluğunda ve kumsaldır. Kıyıda plaj hizmeti veren büfeler vardır.
Mahmutlar Plajı: 10 kilometre uzunluğundadır. Kıyı kumsal ve kum kayasıdır. Büfeler vardır.
Kargıcak Plajı: Birkaç kilometre uzunluğundadır. Turistik tesislerin büfeleri bulunur.
Demirtaş Plajı: Göz alabildiğine uzanan kumsal ve konglomeradır. Büfeler vardır ve genellikle doğal plajdır.

Alanya için bir mağaralar kenti dense yeridir. Kara ve deniz mağaralarının gizemli dünyasını Alanya’da keşfedebilirsiniz. Milyonlarca yıl öncesinde varolan kara mağaralarında on binlerce yılda oluşmuş sarkıt ve dikitlerin büyülü dünyasında gezerken yeni sarkıt ve dikitlerin oluşumuna da tanık olabilirsiniz. Bu tanıklık, mağara içindeki aydınlatmanın yarattığı dekorla sizi fantastik bir sinema filminin içine sürükleyecektir. Henüz ziyarete açık olmayan Kadıini Mağarası 20 bin yıl önceki insanların Alanya’daki ilk evidir. Yarımadanın altındaki deniz mağaraları da tarihin eski çağlarından gelen efsanelere ev sahipliği yapar.

Damlataş Mağarası
Tarihi yarımadanın batı kıyısındaki mağaranın giriş kısmında 50 metrelik bir geçit vardır. Yüksekliği 15 metreyi bulan geçitten sonra silindirik bir boşluğa gelinir. Buradan mağaranın tabanına inilir. Yarı kriztalize kalker içinde bulunan mağaranın sarkıt ve dikitleri 15 bin yılda oluşmuştur. Mağara, büyüleyici güzelliğinin yanı sıra astım hastalarına iyi gelen havasıyla da ünlüdür. Mağaranın havası yaz kış değişmez; sıcaklık 22 santigrat derece, rutubet yüzde 95, sabit basınç 760 mm’dir.

Dim Mağarası
Alanya’nın 12 kilometre doğusunda, 1.649 metre yüksekliğindeki Cebel-i Reis dağının yamacındadır. Mağaranın denizden yüksekliği 232 metredir. Türkiye’nin ziyarete açılan ikinci büyük mağarasıdır. 1 milyon yıl yaşında olduğu tahmin edilmektedir. İki ayrı koldan dağın içinde ilerleyen mağaranın kollarından biri 50 diğeri 360 metredir. Sarkıt ve dikitlerden oluşan mağaranın dip kısmında küçük bir göl vardır. Merdivenlerle inilip çıkılan mağaranın içindeki ortam fantastik film dekorlarını andırmaktadır.

Korsanlar Mağarası
Tarihi yarımadanın altında deniz mağarasıdır. Teknelerle gidilir. 10 metre genişliğinde ve 6 metre yüksekliğinde ağzı vardır. Küçük teknelerle mağaranın içine girilebilir. Mağaranın içinden kaleye çıkan gizli bir yoldan söz edilir. Deniz dibindeki kayaların görüntüsü, mağaraya ayrı bir gizem katmaktadır.

Aşıklar Mağarası
Yarımadanın yamacında iki girişli 75 metre uzunluğunda bir mağaradır. Teknenin kayalıklara yanaşmasından sonra kayalara tırmanılarak çıkılır. Alçak tavanı nedeniyle mağaranın içinde eğilerek yürünür. Mağaranın, Damlataş tarafındaki ağzı, denizden 8 metre kadar yüksektedir ve buradan denize atlanır.

Fosforlu Mağara
Yarımadanın Damlataş tarafındaki yamacında deniz mağarasıdır. Küçük tekneler mağaranın içine girebilir. Mağaranın jeolojik yapısından kaynaklanan zemini, geceleri ay ışığının yansıması nedeniyle fosfor gibi parlar. Parıltı gündüzleri de fark edilir. Gezi tekneleri, mağaranın önünde kısa yüzme molaları verir.

Alanya, Akdeniz kıyısındadır ama sırtını Batı Toroslar’a dayamıştır. Toros dağları, Alanya’da yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır. Yaz aylarında yaylaya çıkmak ve yazı yaylada geçirmek bin yıllık Yörük Türkmen kültürüdür. Geçen yüzyıla kadar köyler baharla birlikte boşalır ve yaylalara çıkılırdı. Toros dağlarının yüksekliği 1000 metreyi aşan düzlüklerinde keçi kılından yapılmış çadırlar kurulur, bir yandan sürüler otlatılırken bir yandan da peynir ve yağ üretilir, halı ve kilim dokunurdu. Yayla kültürü günümüzde çadırların yerini alan konutlarda serin bir hafta sonu tatili geçirmek için sürmektedir. Çam ve sedir ağaçlarıyla kaplı ormanları, derin vadileri, bulutların içine giren zirveleri ve zirvelerden taşıp gelen akarsuları ile Toroslar, doğanın eşsiz güzelliklerini saklar. Günümüzde yaylalar, yerli ve yabancı turistlerin de uğrak yeri olmuştur; günübirlik piknik alanlarında eski Türkmen gelenekleri yaşatılmaktadır.

Dim Çayı
Akdeniz’den 15 kilometre içerideki Dim Çayı kıyısı piknik alanıdır. Ulu çınarların altındaki kır lokantalarında masalar suyun içine kurulur. Ayrıca su kıyısında ahşap teraslarda minderlerle otantik yer sofraları hazırlanır. Alabalıklar, havuzlarda yetiştirilir. Bölgede dağ bisikleti ve trekking için uygun güzergahlar vardır.

Oba Çayı
Akdeniz’e dökülen Oba Çayı’nın çıktığı Kadıpınarı mevkiinde su kenarında piknik alanları vardır. Çam ve çınar ağaçlarının gölgesi her zaman serindir. Alanya’nın tarih öncesi çağlardaki ilk yerleşimine ev sahipliği yapan Kadıini Mağarası buradadır. Kadıpınarı’ndaki kır lokantalarında alabalık tercih edilen yemektir.

Türbenilas Yaylası
Yaklaşık 1 saatlik otomobil yolculuğu ile çıkılır. Bölgeye ciplerle safari turları düzenlenir. İçecek şişelerinin çeşme yalağındaki suda soğutulduğuna tanık olabilirsiniz. Lokantada vereceğiniz sipariş, tereyağı ve domates salçası ile tencerede pişirilen ve suyuna ekmek banılan “köy tavuğu” olmalıdır. 

Söğüt Yaylası
Demirtaş Çayı’nın kıyısından narenciye bahçeleri, seralar, maki bitkileri ve çam ağaçları arasında stabilize bir yoldan çıkılır. 30. kilometrede Kaş, 35. kilometrede Sapadere, 40. kilometrede Tokar, 50. kilometrede Söğüt yaylası vardır. Yayla köylerinde kır kahveleri ve kır lokantaları bulunur.

Dereköy Yaylası
Kargı Çayı’nın aktığı vadinin yamaçlarında bir yayla köyüdür. Çam ağaçları ve meyve bahçeleri arasındadır. 30 kilometrelik asfalt yoldan çıkılır. Orman, piknik ve yürüyüş yapmak için uygundur. Köy bakkalından alışveriş yapılabilir, köy kahvesinde demli bir çay içilebilir. Et yemekleri sunan kır lokantaları vardır.

Sapadere Kanyonu
Alanya'nın yaz sıcaklarından kurtulup, bir nebze olsun serinlemek isteyenlerin uğrak yeri haline gelen Sapadere kanyonu gerçekten görülmeye değer bir doğa harikasıdır.
Alternatif turizm açısından Sapadere Köyünde bulunan Sapadere Kanyonu 750 mt. uzunluğunda ve yaklaşık 400 mt. yüksektedir. Sapadere çayının çıkış noktasında bulunan kanyon üzerine yapılan çelik desteklerle yürüyüş yolu ve kanyon girişinde inşa edilen mesire yeri, kır gazinosu vs. yatırımlar ile kanyon görülmeye değer bir turizm alanı haline geldi. 
Alanya'ya 40 Km uzaklıkta olan Sapadere kanyonuna Demirtaş Kasabasından asfalt yol ile rahatlıkla ulaşabilirsiniz.
Alanya'nın Sapadere Köyünde bulunan; Sapadere Kanyonu girişinden yaklaşık 300 metre içeride görmeye değer bir şelale ve bu şelalenin döküldüğü yerde yüzmeye müsait büyüklükte bir doğal havuz bulunur.
Kanyon içerisine gelen misafirlerin rahatlıkla yürüyebilmesi için planlanmış yürüyüş yolu platformu, ahşap ve çelik yapı malzemesi kullanılarak oluşturuldu. Çevreye herhangi bir şekilde zarar vermeyecek şekilde inşa edilmiş platform, gerektiğinde kaldırılabiliyor.
Alanya'nın yaz sıcaklarından kurtulup, bir nebze olsun serinlemek isteyenlerin uğrak yeri haline gelen Sapadere kanyonu gerçekten görülmeye değer bir doğa harikasıdır.
Sapadere Kanyonuna kadar gelmişken Sapadere köyü içersindeki Su değirmenini, ipek dokuma atölyesini mutlaka görmelisiniz. Yaylalardaki karlardan eriyerek gelen buz gibi sularda yetişen alabalıklardan yemeyi unutmayın. Su kenarına kurulu çardaklarda Temiz orman havasını teneffüs ederken şehrin stresini ve gürültüsünü unutacaksınız.

Alanya’ya gelmişken nasıl bir yemek isterdiniz? Peşinen söylemekte yarar var; dünyanın en lüks tatil köyünde bile dünyanın ünlü mutfaklarından bu kadar çok örneği bir arada asla bulamazsınız. Önerimiz öncelikle Türk yemeklerini, ustaların özenle hazırladığı “şiş kebap” gibi egzotik kebap türlerini ve Alanya’nın kendine özgü yemeklerini tatmanız olacaktır. Restoranlardaki mönülerde neredeyse tüm Avrupa dillerinin kullanıldığını göreceksiniz. Bu arada balık tercih ediyorsanız; balıkçıların daha bu sabah Akdeniz’in derin sularından getirdiği balıklara buyurun şöyle bir bakın... Kararınızı verinceye kadar bir dilim beyaz peynir ve mevsimi ise bir dilim kavunla Rakı’ya başlayabilirsiniz...

Rakı
Aman aklınızda bulunsun, ünlü Türk içkisi Rakı su katılarak ve yavaş yavaş içilir. Yeni başlayanlar için ideal ölçü, uzun ince bardağa üçte bir oranında Rakı koyduktan sonra buz payı bırakacak şekilde su ilave etmektir. Rakı içmeye, özellikle zeytinyağlı meze türü yiyeceklerle başlanmalı ve daha sonra yemekte devam edilmelidir.

Türk Kahvesi
İyi bir kahve için, yeni kavrulmuş kahve çekirdeklerinin, pişirme işleminden az önce çekilmiş olması gerekir. Türk kahvesi; damak tadına göre şekersiz, az şekerli, orta şekerli ve şekerli içilir. Kahve fincanının porselenden ve ağız kısmı ince olanı makbuldür. Kahve servisi, bir bardak su ile birlikte yapılır.

Alanya’da güneşin batışı yeni bir yaşamın müjdesini verir ve gece yaşamı güneş yeniden doğuncaya kadar sürer... Barlar, diskotekler kendini genç hisseden herkesi ağırlar. Dans, müzik ve eğlencede sınır yoktur. Batı müziği, Türk müziği, canlı müzik, disk jokeylerin seçtiği müzik, en hızlısından en romantiğine kadar adım başı farklı bir müzik sesi yükselir Alanya’dan. Gökyüzündeki yıldızlar bile dans eder.

Alanya, kültür ve sanat etkinlikleri bakımından sürprizlerle doludur. Bir gün Alanya Kültür Merkezi’nin önünden geçerken kendinizi belgesel film festivalinde bulabilir; limanı seyretmek için Kızılkule’nin terasına çıktığınızda uluslararası bir sanatçının arp konserine katılabilir; Alanya Kalesi’nde yüzyıllar öncesini hayal ederek girdiğiniz bir odada  postmodern bir resim sergisiyle karşılaşabilir; bir yaz akşamı İskele Meydanı’nda elinizde dondurma külahı ile yürüyüş yaparken uluslararası bir orkestrasının Beethoven dinletisine ya da davullar eşliğinde ulusal bir folklor gösterisine tanık olabilirsiniz. Alanya’da sokakta dolaşırken, anayollardaki pankartlara dikkatle bakmanızda yarar vardır; her an bir kültür sanat etkinliğinin duyurusu yapılabilir ve bu etkinlikler genellikle ücretsiz izlenir.

Alanya sağlık destinasyonları arasında yer almaktadır.  Sağlık ve estetik turizmi Alanya’da hızla büyümekte ve her yıl dünyanın her yerinden sağlık ve estetik hizmeti almak için binlerce tatilci gelmektedir. Alanya’da yüksek standartlara ve ekipmanlara sahip birçok hastane, poliklinik estetik - güzellik ve ağız sağlığı merkezi bulunmaktadır.  Eğer sizde güneşin ve Akdeniz’in en temiz ve berrak sularının tadını çıkartırken sağlık hizmeti de almak isterseniz Alanya’yı tercih etmelisiniz.  Kış aylarında iklim yaşlı ve engelli insanlar için ideal olduğundan sağlık turizmi 12 aya yayılır. 

Estetik ve Ağız Sağlığı
Özellikle dünyanın her yerinden birçok hasta Alanya’daki plastik ve estetik cerrahi, saç ekimi, tatil diyalizi, kısırlık tedavisi ve check-up için sağlık kuruluşları için gelmektedir. Günümüzde birçok kişi yüksek kaliteli ve uygun fiyatlı ağız sağlığı bakımı ve kozmetik diş hekimliği için araştırma yapar. Alanya olağan üstü fiyatlarla bu hizmetleri sağlamaktadır. Bundan dolayı hızla sağlık turizminde öncü olmuştur. Alanya’da yüksek kalitedeki sağlık hizmetlerini çok fazla bekleme süreleri olmaksızın almanız mümkündür. Bir çok dil konuşabilen doktorlar ve sağlık personelleri sizler için harika bir deneyim olacaktır.

Wellness & Spa
Alanya’da modern ve yüksek standartlı otellerde lüks tatil ile Wellness & Spa ve sağlık hizmet uygulamalarını uygun fiyatlara kombine edebileceğiniz birçok merkez mevcuttur. Uzun süreli kalış rezervasyonları yapmak da mümkündür.

Alanya’da spor denince akla ilk gelen dünya klasmanında önemli bir yeri olan ve her yıl ekim ayında koşulan uluslararası triatlon yarışmasıdır. Ancak Alanya, yüzme maratonu, dağ bisikleti, plaj voleybolu, plaj futbolu, sokak hentbolu, sky ball gibi birçok farklı dalda uluslararası spor yarışmasına da ev sahipliği yapar. İlkbahardan sonbahara dek Alanya’da mutlaka uluslararası bir spor etkinliği vardır.
Ayrıca dünyaca ünlü birçok spor takımları,  mükemmel iklim şartları ve harika antrenman olanakları dolaysıyla kamp yeri olarak Alanya’yı tercih etmekteler. Özellikle Avrupa’dan futbol, beach voleybol, triatlon ve bisiklet milli takımları, antrenman için, her yıl Alanya’yı tercih etmektedirler.

Bisiklet
Alanya,  kış aylarındaki iklim şartları nedeniyle bisiklet ve triatlon takımları için mükemmel bir destinasyondur. Denizden 1500 metre rakıma kadar çıkabilen asfaltlı dağ yollarının yanı sıra yine geniş ve kaliteli asfaltlı düz caddeleri vardır. Ayrıca Dağ bisikleti ve downhill parkurları da bulunmaktadır.   Yerli halk, sporculara çok dikkat eder, saygı duyar ve takdir eder. Alanya Gazipaşa havalimanına yakınlığı ve takımlara yönelik uygun şartlarda konaklama imkanları bulunduğundan, antrenman takımları için cazip bir merkezdir.

Sup ve Dalga Sörfü
Dalga sörfü ve SUP (Stand up paddling) Alanya' da da yapılabilmektedir.
Dünyada önde gelen sörf konulu web siteleri, Alanya'yı güzel sörf noktalarından biri olarak nitelemektedir.
Uluslararası Dalga Sörfü Federasyonu (ISA), Türkiye'yi dalga sörfü yapılabilen 72 ülke arasında kabul etmiştir.
Alanya'nın tarihi yarımadasını ve mağaralarını  SUP yaparken denizden de görebilirsiniz.
Daha fazla bilgi için: facebook.com/alanyasurfteam

Yamaç Paraşütü
Yamaç paraşütü hava sporlarının en basit, en kolay ve en doğaya saygılı dalıdır. Yamaç paraşütü ile Torosların zirvesinden Akdeniz’in kumsallarına saatlerce havada kuşlar gibi süzülerek, doğanın yeşili ve denizin mavi tonunun kucaklaşmasını gökyüzünden izlemenin ayrıcalığını yaşayabilirsiniz.
Fiziksel coğrafi ve iklim koşulları yönünden Alanya’nın birkaç bölgesinde yamaç paraşütü yapılabilmektedir.

Trekking
Alanya Doğa Sporları kapsamında 19 adet yürüyüş/trekking, bisiklet ve offroad/araç parkur, 12 adet sadece yürüyüş/trekking parkur güzergahları olmak üzere toplamda 31 rota belirlenmiştir. Alanya Doğa Sporları Haritası ile belirlenen parkurlarda km’li yönlendirme levhaları ile rahatlıkla doğa yürüyüşünüzü yapabilir, bisikletinizle gezebilirsiniz. 
Toplam 2240 km 2’lik alan içersinde 19 adet yürüyüş/trekking, bisiklet ve offroad/araç parkur güzergahları, 12 adet sadece yürüyüş/trekking parkur güzergahları olmak üzere toplamda 31 rota mevcuttur. Harita ve ayrıntılı parkur bilgileri için www.alanyanature.com . Alanya’yı henüz keşfetmemiş yerli ve yabancı misafirlerimizin doğa sporlarıyla bölgemizde tanışmalarını umuyoruz.

2009 yılında hizmete giren Alanya- Gazipaşa Havalimanı, şehir merkezine  40 km uzaklıktadır. Alanya-GZP Havalimanı bir çok yurtiçi ve yurt dışı destinasyona,  çeşitli havayolları ile ve direkt veya aktarmalı  servislerle bağlanmış durumdadır; yolcular GZP Havalimanı’ndan bir çok  ülkeye uçma imkanına sahiptir.
AYT Antalya Havalimanı’ndan Alanya otellerine transfer 2 saatlik bir sürede gerçekleşirken,
Alanya-GZP Havalimanı’ndan bu süre 30 dakikaya iner.  Bu sebepler ile Alanya-GZP Havalimanı, Alanya ve çevresinde bulunan oteller için en uygun ve kullanışlı giriş kapısı konumundadır.
A320,  B737 ve  A321 vs. tipi uçaklara  servis vermektedir.

2011 yılında hizmete giren Alanya Marina’da 287 denizde bağlama yerinde,  zincir tonoz sistemi ve 150 karada olmak üzere, her bağlama yerinde elektrik, su, Tv ve telefon bağlantıları bulunmaktadır. Yarı olimpik ölçüde yüzme havuzu, tenis kortları, yat kulüp binası, eğitim salonları, kapalı spor salonları ve SPA merkezi ile spor ve sosyal faaliyetler için gerekli tüm imkanlar yaratılmıştır. 100 Ton kapasiteli Gezer Vinç – Travel Hoist ve 25 ton kapasiteli bot taşıyıcı, teknik servisi ile yatlar için kara park ve bakım onarım merkezi mevcuttur. Yat Malzeme Mağazası,  marketi, çarşı merkezi ile yat sahiplerinin tüm alışveriş ihtiyaçları karşılanmaktadır. İklim koşulları nedeniyle yatlar için Alanya Marina uygun bir kışlama merkezidir.